Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Dolayısıyla ATATÜRK’ÜN OCAK 1923’DEKİ BAZI SÖZLERİ

Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. Yılı Dolayısıyla ATATÜRK’ÜN OCAK 1923’DEKİ BAZI SÖZLERİ

 

 

 

 

 

   İbrahim BİRELMA

 

  • Bugün milletin üç buçuk seneden beri sonsuz fedakârlıklarla ve milletin fedakâr evlatlarından meydana gelen ordumuzun dereler vücuda getirerek kadar döktüğü kanlarla kazandığı muvaffakiyet iki bakımdan ehemmiyetlidir. Bu ehemmiyetli noktadan birincisi, memleketimizin kıymetli kısımlarını kirli ayakları ile çiğneyen düşmanını son noktaya kadar atmış olmaktır. Bundan daha mühimi Teşkilatı Esasiye Kanunu’muzun birinci maddesini teşkil eden keyfiyettir. Yani milli hâkimiyetin kayıtsız şartsız milletimizin uhdesinde tahakkuk etmiş ve teyit olunmuş olmasıdır. Bunu yerinde tutmak, Allah göstermesin geriye değil, daha ileriye giderek yükseltmek, yüceltmek lazımdır. (10.1.1923)
  • Gazete lâzım. Demin Maarif Müdürü genel cehaletten bahsetti. Bunun için yalnız mekteplere ehemmiyet vermek kâfi değildir. Ve bunun için de mühim vasıta matbuattır. Matbuat erbabını himaye lazımdır. Gazeteciler, Türkiye dahilinde milletin fikirlerini aydınlatacak ve kamuoyunu bariz bir surette tecelli ettirecek mesailerinde tamamen serbest olmalıdırlar. (15.1.1923)
  • Hükümetin iyi veya fena olduğunu anlayabilmek için hükümettin teşekkül maksadını aramak lazımdır. Maksat, hükümet teşkil eden milletin huzur ve rahatını temin etmektir. Bunu temin eden her hükümet şekli iyidir. Milletin refah ve saadetini temin etmeyen hükümet zararlıdır, fenadır ve terki lazımdır. (15.1.1923)
  • Memlekete hizmet etmek isteyenlerin kalbi açık olmalıdır. Açık söylemelidirler. Şiarımız daima millete karşı hakikatleri ifade olmalıdır. Ve ancak bu tarz, milleti aydınlatmanın başlangıcı olabilir. Millete hakikat izah edenlerin, kendisinin de aldanmadığına emniyeti olmalıdır. Arkadaşlar! Benim bütün hayatımda takip ettiğim meslek budur. (15.1.1923)
  • İstanbul iki parçadan ibarettir. Anadolu tarafındaki parçası emniyetle müdafaa olunabilir. Diğer parçası Trakya üzerinde olduğu için Trakya’nın mukadderatına tabidir. (16/17 Ocak 1923)
  • Bu memlekette çalışmak isteyenler ve bu memleketi idare etmek isteyenler memleketin içine girmeli ve bu zavallı milletle aynı şartları yaşamalı ki, ne yapmak lazım geleceğini ciddi surette hissedebilsin. Bir insan Ankara’da başka türlü düşünür. (16/17.1.1923)
  • Memleketin içinde yalnız bir yerde değil, beş on yerde nur merkezi, irfan merkezi husule getirebilmeliyiz ki, memleket mesut olabilsin, ben böyle bir meseleyi söz konusu etmeyi bile mantıksız görüyorum.
  • Hiçbir şeye muhtaç değiliz. Yalnız tek bir şeye çok ihtiyacımız vardır: Çalışkan olmak! Toplumsal marazlarımızı incelersek asıl alarak bundan başka, bundan mühim bir maraz keşfedemeyiz, maraz budur. O halde ilk işimiz bu marazı esaslı surette tedavi etmektir. Milleti çalışkan yapmaktır. Servet ve onun tabii neticesi olan refah ve saadet yalnız ve ancak çalışkanların hakkıdır. (18.1.1923)
  • Ne düşünüyorsanız, ne öğrenmek istiyorsanız, bunu herkese sormak esas vazifeniz, şiarınız olmalıdır. Bizde bu, ananevi bir kusurdur. Birçok fena şeyler biliriz, işitiriz, öğreniriz. Fakat onların hakikatini bilenlere sormak istemeyiz. Efendim, sormak hakkınızdır. Muhataplarınız da size cevap vermeye, müşküllerinizi halletmeye mecburdurlar. (22.1.1923)
  • Türkiye’nin gelecekteki hükümet şekli kelimenin tam manasıyla demokratik olacaktır. Hâkimiyet hakkı halka tanınacak ve halk tarafından seçilen üyelerden meydana gelen Milli Meclis kendi iradesini, üyeleri arasından seçtiği heyeti vekile vasıtasıyla nöbetleşe icra edecektir. (23.1.1923) (Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt 14: 1922-1923, Kaynak Yayınları, Dördüncü Basım, Nisan 2016).