“Türkiye Yüzyılı tüm milletimizin yüzyılı olacak”

“Türkiye Yüzyılı tüm milletimizin yüzyılı olacak”
blank

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul programı çerçevesinde partisinin Ümraniye, Sancaktepe ve Beyoğlu mitinglerine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye mitinginde yaptığı konuşmada, “Türkiye Yüzyılı çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın, yani yazdığımız aşk mektubunun muhatabı tüm milletimizin yüzyılı olacak” dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, İstanbul’da ilk olarak partisinin Ümraniye Belediye Meydanı’nda gerçekleştirilen mitinge katılarak bir konuşma yaptı.

Konuşmasında Ümraniye’deki mitingde âdeta Atatürk Havalimanı’nda gerçekleşen Büyük İstanbul Mitingi’nin devamını gördüğünü dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye’nin yoldaşlığının önemli olduğunu vurguladı.

“TÜRKİYE YÜZYILI’NI ÜMRANİYE İLE BİRLİKTE İNŞA EDECEĞİZ”

Ümraniye’yi, çöplüğünün patlayıp altında insanların öldüğü vakitlerden İstanbul’un parlayan yıldızı hâline milletin desteğiyle getirdiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “İnşallah şimdi de Türkiye Yüzyılı’nı yine Ümraniye ile birlikte inşa edeceğiz. Biz Ümraniye’yle, İstanbul’la, Türkiye’yle birlikte ülkemizin geçmişinden bugününe, oradan geleceğine uzanan bir hikâye yazdık. Yaptığımız her işte, attığımız her adımda, tarihimize ve milletimize duyduğumuz sevgiyle ülkemize bir aşk mektubu yazdık. Gönlümüzdeki istiklal tutkusuyla aklımızdaki istikbal hedefleriyle hiçbir köken, inanç, meşrep ayrımı yapmaksızın, her ferdiyle milletimize bir aşk mektubu yazdık. Okurken kimi zaman gözleri dolacak, kimi zaman yüzleri gülecek, hayallerine ilham, hedeflerine istikamet olacak gençlerimize bir aşk mektubu yazdık. Bu mektubu ilmek ilmek dokurken yazılabilecek ne kadar güzel şey varsa bize az geldi. Onun için kalpten kalbe görünmeyen köprüler kurdunuz. Her türlü farklılığın ötesine geçerek, her bir insanımızı bağrına basan sevgi köprüleri kurduk. Ülkemiz sınırlarını aşıp tüm dünyayı kucaklayan vicdan köprüleri kurduk. Şimdi de Türkiye Yüzyılı’nın eşiğinde, engellerin aşıldığı, tohumların yeşerdiği, hayallerin gerçekliğe dönüştüğü, gerçeklerden geleceğe doğru adım attığımız o tarihi günün arifesindeyiz. Türkiye Yüzyılı, çocuklarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın, yani yazdığımız aşk mektubunun muhatabı tüm milletimizin yüzyılı olacaktır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz, 14 Mayıs seçimlerini, ülkemizin geleceğine, milletimizin kazanımlarına, devletimizin hedeflerine sahip çıktığımız bir demokrasi şöleni olarak görüyoruz. Ey Türkiye, ey İstanbul, ey Ümraniye! Bu mücadelede bizimle misin? Daha şimdiden sandıkta tezahür edecek millî iradeye gölge düşürmek için kırk takla atanlara karşı sandığın gücünü göstermeye hazır mısın? Mertçe yarışmak yerine genel başkanlığa geldikleri gibi rakiplerini de kasetle elemeye çalışanlara karşı sandığın namusuna sahip çıkacak mısın?” sözlerini sarf etti.

Alandaki vatandaşlara, “Talimatı Kandil’den alanlara gereken cevabı sandıkta vermeye hazır mısın? Ülkenin değerlerini yabancılara, tefecilere peşkeş çekme sözü verenleri o sandığa gömmeye hazır mısın? Türkiye Yüzyılı’na giden yolda yarım kalan programlarımızı, projelerimizi, yatırımlarımızı tamamlamak için bizimle birlikte olmaya hazır mısın?” diye soran Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunun için sandıklar kapanana kadar durmadan, dinlenmeden çalışılması gerektiğine dikkati çekti.

“21 YILDA ÜLKEMİZE ASIRLIK ESER VE HİZMETLER KAZANDIRDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir ve beraber oldukça koalisyon masasını yıkıp terör ve tefeci tezgâhını ezip geçeceklerini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile muhalefet partilerinden bazı isimlerin konuşmalarından kesitlerin yer aldığı videoyu alandaki vatandaşlarla izledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Diyoruz ki, Biz 21 yılda ülkemize asırlık eser ve hizmetler kazandırdık. Peki bu bay bay Kemal’in bir referansı var mı? Yani ‘Ben şunları yaptım’ diyebileceği bir eser var mı? İstanbul’a belediye başkanı getirdi. Ya adamın belediyede durduğu yok. Şimdi de işte bakıyorsunuz Van’dan çıkıyor. İstanbul’u sel alıp götürüyor. O nerede; Kayakta. Nerede; Kızakta. Nerede; Bodrum’da. Ya sen İstanbul’un belediye başkanı mısın yoksa İstanbul’da turist misin? Bunlara gereken cevabı vermeye pazar günü, yani yarın hazır mıyız?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinden önce tek parti faşizminden İstanbul’un ve Türkiye’nin çok çektiğini vurgulayarak, “Hep milletimizin değerlerine karşı zihniyetler tarafından bu kalkınma engelleniyordu. Milletimiz eser istiyordu. Ona, Ayasofya’yı elinden alarak cevap veriyorlardı. Biz Ayasofya’yı inşa ve ihya ettik mi? İmzayı attık mı? Batı’nın tüm tehditlerine rağmen imzayı attım mı? Meral hanım ne diyordu biliyor musunuz? ‘Yapamaz.’ Ne oldu Meral Hanım? Biz yaparız. Bu noktada imanımız var” şeklinde konuştu.

“ÜLKEMİZE HER ALANDA ÇAĞ ATLATTIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, tek parti zihniyetine işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Milletimiz hizmet istiyordu. Ona vesayetle, darbeyle zulümle hak ve özgürlükleri çiğnenerek cevap veriyorlardı. Milletimiz yatırım istiyordu. Onu elindeki, avucundakini de alarak cevap veriyorlardı. AK Parti’nin en büyük başarısı, şu veya bu partinin değil, işte bu zihniyetin iktidarını yıkmış olmasıdır. Bu ülkenin kaynaklarını, kendi ihtiyaçları için kullandığında kısa sürede neler yapılabileceğinin ispatı bizim 21 yıllık iktidarımızdır. Ülkemize eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma, spordan sosyal desteklere kadar her alanda çağ atlattık mı? Okullarımızda yavrularımız sıralarının üzerinde kuşe kâğıttan kitaplarını buluyor mu? Şimdi bizler ücretsiz süt dağıtıyoruz değil mi? Niye; Çünkü biz bunları bulamadık. Teksir kâğıdıyla bize verilen kâğıtları bile abilerimiz bize satmıyordu, parasıyla satmıyordu. Ama biz şimdi çektik bu çileyi, yavrularımız çekmesin istedik.”

Türkiye genelinde 76 olan üniversite sayısını 208’e çıkardıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ama dikkat edin, 81 vilayetin, 81’inde de şu anda üniversitemiz var. Benim Muş’taki kardeşim, Iğdır’daki kardeşim, Ağrı’daki kardeşim oradan kalkıp İstanbul’a, Ankara’ya gelmiyor. Şimdi oralara profesörlerimiz gidiyor, doçentlerimiz gidiyor. Bazılarında hastaneler de inşa ettik. Dolayısıyla tedavileri de orada yapılıyor” diye konuştu.

“BUGÜNE KADAR GİRDİĞİMİZ 15 SEÇİMİ, MİLLETİMİZE YAPTIĞIMIZ HİZMETLER SAYESİNDE KAZANDIK”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu gayretlerini gördüğü için yaşadıkları her saldırıda, önlerine çıkartılan her engeli aşmada, kurulan her tuzağı bozmada yanlarında yer aldığını dile getirerek, şöyle konuştu: “Bugüne kadar girdiğimiz 15 seçimi, kaşımızın, gözümüzün hatırına değil, milletimize yaptığımız hizmetler sayesinde kazandık. Bugün de karşımıza çıkan koalisyon masası, yalan ve istismar peşinde koşarken, biz ne diyoruz, ‘Türkiye Yüzyılı’ diyoruz. ‘Eser’ diyoruz. ‘Hizmet’ diyoruz. ‘Yarım kalan işleri tamamlamak’ diyoruz. ‘Daha büyük projeleri hayata geçirmek.’ diyoruz. Peki, onlar ne yapıyor; Ülkenin istiklalini emperyalistlere, kaynaklarını tefecilere, güvenliğini terör örgütlerine, itibarını mafya bozuntusu meczuplara, meydanı bir avuç muhterise bırakarak kendilerini iktidar yolu açmaya çalışıyorlar. Bu bay bay Kemal, talimatı nereden alıyor; Kandil’den, teröristlerden alıyor. Biz nereden alıyoruz; Rabbimden ve milletimden alıyoruz. Aramızdaki fark bu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gözlerini öyle bir hırs bürümüş durumdaki, kendi ortaklarının tabanlarını dahi gözleri görmüyor. Bir önceki seçimde karşımıza çıkardıkları kendi arkadaşlarını dahi şu anda yerin dibine sokmaktan çekinmiyorlar. Yalan üstüne yalan. Bölücü örgütün elebaşlarının, yurt dışındaki karanlık odakların kendileri için yaptıkları destek açıklamalarından rahatsız olmuyorlar” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ ÇEVREMİZDE ÖRNEKLERİ OLAN DİĞER ÜLKELER GİBİ BÖLMENİN YOLUNU AÇACAKLAR”

Millet İttifakı’nın ülkenin yönetimini devraldığında ilk işlerinin sınırların ötesinde, bölücü örgütün tepesine binmek için yürüttükleri operasyonları durdurmak olacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ama size biz bugüne kadar nasıl bu fırsatı vermediysek, bundan sonra da vermeyeceğiz. Bunu biz söylemiyoruz, bizzat onları destekleyen partinin yöneticileri ve sırtlarını dayadıkları örgüt mensupları söylüyor. Hemen ardından Avrupa Birliği’nin özerklik şartını kabul ederek, Türkiye’yi çevremizde örnekleri olan diğer ülkeler gibi bölmenin yolunu açacaklar. Kayyum atadığımız belediyeleri yeniden terör örgütüne teslim ederek, kamudan attığımız örgüt mensuplarını yeniden devlete doldurarak bu adımı daha da ileriye taşıyacaklar. Ardından, Batı’nın yıllarca bize diz çöktürmek için dayattığı ne kadar konu varsa hepsini de içeriye boca edecekler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin güvenlik çıkarları için Akdeniz’de, Ege’de, NATO’da dik duruş sergiledikleri meselelere işaret ederek, muhalefetin hepsinde teslim bayrağını çekeceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Rusya’ya biz yaptırım uygularız” dediğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ya, bay bay Kemal, bu ne akıldır? Bu nasıl anlayıştır? Bugüne kadar tarım ürünlerinde, Rusya bizim en önemli müttefiklerimizden bir tanesi. Savunma sanayiinde öyle. Aynı şekilde, şu anda turist akınında… 5,5 milyona yakın turist bize nereden geliyor; Rusya’dan geliyor. Bunu ne yapacaksın? Amerika’dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden’dan aldığın talimatla mı yapacaksın? Biden, ‘Erdoğan’ı düşürmemiz lazım.’ diye talimatı verdi, bunu ben biliyorum. Bunu benim bütün halkım biliyor. Şimdi, yarın sandıklar demek ki Biden’a da bir cevap verecek. Rusya’nın Hükûmet Sözcüsü Peskov ne diyor; Peskov diyor ki, ‘Yalan söylüyor. Açıklasın. İspat etsin.’ diyor. Var mı ispatı? Yok. Ondan sonra başlıyor kıvırmaya. ‘Böyle duyduk.’ diyor. ‘Delil yok ama olabilir.’ diyor. Bu nasıl siyaset? Benim milletim sana bu ülkeyi teslim etmez.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi uzak tutmak için tüm dünyanın hayranlıkla izlediği bir diplomasi dengesi kurduğumuz Rusya-Ukrayna Savaşı’na balıklama dalacaklar. Zaten şimdiden, dokunma sözü verdikleri savunma sanayiimizi çökertip kazanımlarımızı birer birer ortadan kaldıracaklar. Dışarıya uçak, helikopter, İHA, SİHA, gemi, roket, yazılım satan bir Türkiye’den, bunların hepsini de tefecilerden alabilirlerse alınan borçla tedarik eden bir Türkiye’ye yol açacaklar” şeklinde konuştu.

Muhalefetin, Türkiye Yüzyılı hazırlığı için yaptıkları yolları, otoyolları, köprüleri, tünelleri, hızlı tren hatlarını, konut hamlelerini, birer birer işlevsiz hâle getireceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de bulunan gazın, Gabar’dan çıkarılan petrolün üstüne yeniden beton dökülüp terk edileceğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İsterseniz şimdi, bunlara rağmen ülkemize gelen ve neler kazandırdık neler, şöyle kısaca bir hatırlayalım” diyerek, Türkiye’de hayata geçirilen yatırımlar ve projelerin yer aldığı videoyu alandaki vatandaşlarla beraber izledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cudi’de, Gabar’da, Tendürek’te, Bestler Deresi’nde terörün bitirildiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bay bay Kemal’in yanındakiler ne diyor; ‘Biz buna devam edeceğiz.’ Ve gizli kapıların arkasında Kılıçdaroğlu bunlarla neyi konuşuyor; Terörün bundan sonraki sürecini konuşuyor. Benim milletim, bu teröristlerle el ele olanlara yarın ‘yürü’ demeyecektir. Ne yapıyor; Şöyle bir tane kendilerine göre bir şey hazırlamışlar, ‘Haydi, haydi, haydi.’ Arkasında kim var; Teröristler var. Ya bu millet, terörizmden çok çekti. Benim milletim sana ‘yürü’ demeyecek. Benim milletim ne diyor; ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan’ diyor.”

“AİLENİN KUTSİYETİNE İNANIYORUZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ümraniye mitinginin ardından Sancaktepe’de düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, yarının, Anneler Günü olduğunu anımsatarak, “Tabii burayı seçişimizde yarın Anneler Günü oluşundan, Belediye Başkanınızın bir hanımefendi oluşundan dedik ki burayı seçelim. Biliyorsunuz biz hadislerimizi böyle evirip çevirip söyleyenlerden değiliz. Bay bay Kemal biraz öyle yapıyor. Anahtarı annelerin ayakları altına koyuyor. ‘Cennet annelerin ayakları altındadır’. Bak babaların değil. Annelerin ayakları altında. Onun için annelerin kıymetini çok iyi bileceğiz. Annelere sadakatimizi çok farklı göstereceğiz. Öyleyse anneler, yarın siz de kaleyi içeriden fethedeceksiniz. Buna hazır mısınız? Şurada birkaç saat kaldı” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ebediyete intikal eden tüm annelere rahmet dileyerek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ama hepsinden öte Diyarbakır Annelerini gözü yaşlı bırakan bu teröristlere karşı, bay bay Kemal, Diyarbakır Annelerini kaç kere ziyaret ettin? Diyarbakır Annelerinin yavrularını Kandil’e kaçıran teröristlerle el ele, omuz omuza, utanmadan, sıkılmadan bir seçime giriyorsun. Bay bay Kemal’in yanında kimler var? Kandil var. Kimler var? Kandil’in parlamentodaki uzantıları var. Kılıçdaroğlu, ya sen bunların hesabını Allah’a nasıl vereceksin? Yanında da malum tipler var. Söylemeye gerek var mı? Onlar da utanmadan, sıkılmadan aynı yuvarlak masanın etrafında dönüp dolaşıyorlar. Benim milletim, yarın sandıklarda bunlara en güzel cevabı vermelidir diye düşünüyorum. Buna hazır mıyız?”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun bir vasiyette bulunduğunu, kendisinin vasiyetinin ise başka olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere vasiyetini şöyle aktardı: “Benim vasiyetim şu; annelerinizin ayaklarının altını öpmeyi ihmal etmeyin. Cennet annelerin ayakları altında, babaların değil. Benim anam da bana ayağının altını öptürmezdi. Kendisine derdim ki, ‘Anacığım kokusunu alayım, cennet orada.’ O çekerdi, gülerdi. ‘Anam kokusunu alayım…’ Zar zor öperdim. Gençler siz de annelerinizin ayaklarının altını öpün. Orada başka koku var. Orada cennetin kokusu var. Öperseniz daha güçlenirsiniz, daha güçlü olursunuz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “aile” dediklerini ifade ederek, “CHP ne diyor; LGBT. İYİ Parti ne diyor; LGBT. Aynı şekilde, öbür HDP ne diyor; LGBT. Peki, LGBT, AK Parti’nin semtine yaklaşır mı? MHP’nin semtine yaklaşır mı? Cumhur İttifakı’nın semtine yaklaşır mı? İşte bu Millet İttifakı denilen zillet, bunlar LGBT’ci. Ama hamdolsun biz ailenin kutsiyetine inandığımız için, biz burada farklı bir yerdeyiz, farklı bir düşünceyle yolumuza devam ediyoruz. Millîyiz, yerliyiz ve ailenin kutsiyetine inanıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin çok stratejik bir bölgede yer aldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: “Üç kıtanın kalbi konumunda bir ülkeyiz. Enerji kaynaklarının geçiş güzergâhındayız. Tarih boyunca birçok savaş merkezinde bizim yer aldığımız bu coğrafyayı kontrol etmek için yapıldı. Haçlı Seferleri’nden Çanakkale Harbi’ne kadar tarihteki büyük mücadelelerin hepsinin arkasında bu niyet vardır. Bu vatanı bize yar etmemek için her şeyi yaptılar. Bizi bu topraklardan söküp atmak istediler. Bizi vatansız, yurtsuz, havasız bırakmak istediler. Bunu kimi zaman kendileri bizzat gelerek, kimi zaman da maşalarını kullanarak yapmaya çalıştılar. Çanakkale’de kınalı kuzuları toprağa verme pahasına buna ‘dur’ dedik. İstiklal Harbimizde, vatanımızı özgürleştirerek, millet olarak esareti kabul etmeyeceğimizi tüm dünyaya bir kez daha haykırdık. Son olarak 15 Temmuz gecesi içimizdeki hainleri üzerimize salarak vatanımızı işgal etmeye yeltendiler. Milletimizle sırt sırta, gönül gönüle vererek hamdolsun buna da müsaade etmedik.”

“YILLARCA BİZİ TERÖRLE OYALADILAR”

Bölücü terör örgütüne karşı 40 yıldır yürüttükleri mücadeleyi de bu tarihî hesaplaşmanın bir parçası olarak gördüklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “On binlerce insanımızı bizden kopartan bu örgüt, emperyalistlerin, kanımızı akıtmak, bizi güçsüz bırakmak için ülkemizin sırtına vurduğu bir hançerdir. Şairin, ‘Bunlar, engerekler ve çıyanlardır/Bunlar aşımıza, ekmeğimize göz koyanlardır’ diyerek tarif ettiği habis yapı, aslında bölücü terör örgütüdür. Yıllarca bizi terörle oyaladılar. Yıllarca bizim enerjimizi, kaynaklarımızı heba ettiler. Evlatlarımızın geleceğini, gözlerindeki ışığı, yüreklerindeki umudu çaldılar. İnsanlarımızın önüne kandan ve gözyaşından duvarlar örmeye kalktılar. Türk’ü ve Kürt’ü birbirine düşürerek ebedi kardeşliğimizi bozmak istediler.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna fırsat vermediklerini, devlet olarak terör bataklığını kurutmak için çok mücadele verdiklerini söyleyerek, “Çok ciddi çabalar harcadık. Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Çerkez’iyle, Gürcü’süyle, Boşnak’ıyla biz yaratılanı Yaradan’dan ötürü severiz. Bizim için Kürt neyse Türk de odur. Türk neyse Kürt de odur” dedi.

“HUDUTLARIMIZ DIŞINDA DA BU ALÇAKLARA NEFES ALDIRMAYACAĞIZ”

Sınırlar içindeki terörist varlığını, tükenme noktasına getirdiklerine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Cudi’de bunları gömdük mü? Gabar’da gömdük mü? Kandil’de gömdük mü? Bestler Deresi’nde gömdük mü? Şimdi bay bay Kemal, dirsek dirseğe tutuştuğu bu malum yapıyla hâlâ yürümekten bahsediyor mu? Bunları yarın sandıklara gömüyor muyuz? Ha gayret. Hedefimiz, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılı olan 2023 bitmeden Türkiye içinde tek bir eli kanlı terörist bırakmamaktır. Aynı şekilde hudutlarımız dışında da bu alçaklara nefes aldırmayacağız.

Sınır ötesi harekâtlarımız sayesinde artık inlerinden başlarını çıkartamaz, kıpırdayamaz hâle geldiler. Ne ‘14 Mayıs’tan sonra Afrin’i geri alacağız’ diyen bölücülerin azgınlıkları, ne Suriye’deki güvenli bölgelerimizi teröristlere altın tepside sunmayı vadedenlerin gafleti, ne Kuzey Irak’taki askerlerimizi geri çekerek, terör örgütüne nefes aldırma projeleri, ne de bebek katillerini serbest bırakma, 6-8 Ekim hadisesinin azmettiricilerini sokağa salma planları bizi durduramayacak. “

Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti: “Selo ne diyor Selo? Bu Selo kim? Diyarbakır’da 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olan o hain değil mi? Teröristin başı. Şimdi utanmadan, sıkılmadan mesajlar gönderiyor ve bay bay Kemal de ‘Eğer Selo’yu serbest bırakmak istiyorsanız oyu bize vereceksiniz.’ diyor. Bu hesabı yarın sormaya var mıyız? Ben size inanıyorum, Kürt, Türk, Alevi, Sünni demeden şimdiye kadar on binlerce anaya evlat acısı yaşatan bu canilerin kökünü içeride ve dışarıda kazıyacağız. Türkiye’yi bu terör belasından, ayağına vurulmuş bu terör prangasından mutlaka kurtaracağız. Ülkemizi böldürtmeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP’nin terör örgütünce desteklendiğini belirtti, alandakilere bu konuyla ilgili hazırlanan video izletildi. Tüm bu pazarlıkların, beyanatların buz dağının görünen yüzü olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kapalı kapıların ardında tam olarak ne konuşulduğunu, Millet İttifakı ortakları dâhil hiç kimsenin bilmediğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağına inandıklarını ifade ederek, şunları kaydetti: “Bay bay Kemal, 17-25 Aralık kumpasındaki rolünü 10 yıl sonra itiraf etti. FETÖ’cü alçakların eline tutuşturduğu kasetlerin montaj olduğunu geçen gün bizzat kendi söyledi. Bu seçim öncesinde yaptığı gizli pazarlıklar da eninde sonunda ortaya çıkacak. Sırf Cumhurbaşkanı adayı oldu diye Muharrem İnce’ye atılan iftiraların, baskıların, zorbalıkların, haysiyet cellatlığının failleri de ortaya çıkacaktır. Rusya ile ilişkilerimizi bozma ihalesini bay bay Kemal’e kimin verdiği, ortada hiçbir şey yokken Alevi-Kürt videolarının ne için çekildiği, Pensilvanya’da sekiz saat boyunca kimlerle hamburger yenildiği, Londra’daki tefecilere hangi tavizlerin altın tepside sunulduğu, evet, bunların hepsi gün gelecek tek tek milletin önüne serilecektir. Biz o gün gelene kadar meselenin takipçisi olmayı sürdüreceğiz. Her fırsatta gerçek yüzlerini milletimize anlatmaya devam edeceğiz.”

Her zaman sandığa giden yolu, aziz milletin temiz iradesinde aradıklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye’yi büyütmenin, güçlendirmenin, gençlerimize üzerinde gururla yaşayabilecekleri bir ülke bırakmanın gayretinde olduk. Gerektiğinde 17-25 Aralık’ta olduğu gibi kumpaslara, 15 Temmuz gecesi olduğu gibi darbecilerin ölüm kusan silahlarına göğsümüzü siper ettik. Hatırlayın, Atatürk Havalimanı’na indiğim zaman FETÖ’nün orada askerleri, jetleri bizim üst üzerimizden pike yapıyorlardı fakat on binler orada kardeşini karşılamaya gelmişti. Bay bay Kemal de tankların arasından giderek Bakırköy Belediye Başkanı’nın evine uğramıştı, orada kahvesini yudumlayarak Erdoğan’ı nasıl öldürecekler, bunu izliyordu fakat bütün tuzakların üzerinde Allah’ın tuzağı vardır. O tuzakla aşık atılmaz, öyle de oldu. İstedikleri olmadı ama yalan makinesi dönmeye devam etti. ‘Haberim olsaydı ben de karşılardım.’ diyor. Yalancı, senin ne olduğunu artık biz çok iyi biliyoruz. Milletin sandıkta namusumuza emanet ettiği muazzez iradesini asla yere düşürmedik. Ona asla leke sürdürmedik. Böylece Türkiye’yi her alanda başarıdan başarıya koşturduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayısız proje, program ve yatırım planı hazırladıklarını, seçim beyannamesinde tüm bunları tek tek, detaylıca yazdıklarını söyledi.

Seçim sonrası aileyle ilgili kurumu güçlendirmenin adımını atacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddet konusunda da kesinlikle tavırlarının net olduğunu, kadına şiddeti kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayarak, kadına şiddetle mücadeleyi de gerek yargı yoluyla gerekse İçişleri Bakanlığı yoluyla sürdüreceklerini belirtti.

Finansmanını, doğal gaz ve petrol gelirlerinden sağlayacakları Aile ve Gençlik Bankası’yla bunu amaçladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Bu kaynakla çalışana, emekliye, kadına, gence, engelliye, üreticiye velhasıl ülkemizdeki her kesime destek olabileceğiz. Aile ve Gençlik Bankası vasıtasıyla ev hanımlarımızın emekliliğine, primlerinin 3’te birini ödeyerek katkı sunacağız. Gençlerimizin eğitimden istihdama, kendi işini kurmadan evliliğine kadar attıkları her adımla yanlarında olacağız. Evlenecek gençlerimize faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz, 4 yılı vadeli 150 bin lira kredi vereceğiz. Her hanede çalışan en az bir kişi olmasını sağlayacağız. Her bir hanemizin asgari bir gelir seviyesinin altında kalmamasını temin edeceğiz. Daha pek çok kalemdeki desteklerle hem aile yapımızı koruyacak hem gençlerimizin geleceğine ışık tutacağız.”

Sağlıkta Kovid-19 salgını döneminde attıkları adımla 45 günde Sancaktepe’de 1006 odalı Prof. Dr. Feriha Öz Acil Durum Hastanesi’ni inşa ettiklerini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Biz Yaparız. Onlar konuşur. Farkımız bu. Şimdi bugün birçok ilçede böyle bir hastane yok ama Sancaktepe’de bu var. Niye bunu buraya yaptık? Gerektiğinde buraya uçak da insin. Uçak indiği zaman uluslararası hastalar da buraya gelebilsin diye buraya yaptık. Bu bir düşünce pratiğidir, formasyonudur. Biz yaparız ama onlar böyle bir adımı atmaya cesaretleri bile yoktur. Onlara o fırsatı bile vermeyiz” diye konuştu.

Bundan sonra da böyle birçok adım atacaklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun için hepinize büyük sorumluluklar düşüyor. Yarın sandıklara sahip çıkmanızı istiyoruz. Fakat daha önce hepimiz bir şey daha yapacağız. Artık önümüzde günler değil, sadece saatler kaldı. Henüz vakit varken hâlen kararsız kalan bir eşiniz, dostunuz, akrabanız, nazınızı çekecek bir arkadaşınız varsa, ona mutlaka ulaşacaksınız. Bizim selamımızı söyledikten sonra 14 Mayıs’ın önemini anlatacaksınız. Kırgınlık, küskünlük varsa çözecek, bizim adımıza helallik isteyecek, oyuna talip olduğumuzu söyleyeceksiniz.

“DEMOKRATİK ZEMİNDEN ASLA AYRILMAYACAĞIZ”

Aile meselesinde, CHP’ye, İYİ Parti’ye, Saadet Partisi’ne gönül vermiş vatandaşlarımızın da bizimle aynı hassasiyeti taşıdığını biliyoruz. Yöneticilerinin seçim kazanmak uğruna FETÖ’cülerle, bölücülerle ve küresel güçlerle iş birliğine gitmelerinden en az bizim kadar, bu insanlarımız da rahatsızlık duyuyor. Bu kardeşlerimize de ulaşmaya, saflarımızı dâhil etmeye çalışacağız. İnşallah fitne tüccarlarına inat 85 milyon olarak yarın sandıkları bayram yerine çevireceğiz. Provokasyona, kışkırtmaya asla gelmeyecek. Demokratik zeminden asla ayrılmayacağız. Bizim tökezlememizi bekleyenlere, bizi birbirimize düşürmek isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Bunları yaptığımızda yarın yepyeni bir destan yazacağımıza inanıyorum.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sancaktepe’ye, Sancaktepelilere inandığını ifade ederek, “Zira yarınki seçim aynı zamanda 2024’ün de müjdecisi olacaktır. Ben kalbi kıpır kıpır atan gençlerimize güveniyorum. Evi içeriden fethedecek olan kadınlarımıza güveniyorum. Ayaklarının altına cennetlerin serildiği, cennet yüzlü annelerimizin bizleri yalnız bırakmayacağını biliyorum. Mensubu ve hizmetkârı olmaktan şeref duyduğum milletimizin basiret ve ferasetle iradesini sandığa yansıtacağından şüphe duymuyorum. Şimdi buradan soruyorum. Hazır mıyız? Sancaktepe yarın ‘Durmak yok, yola devam’ diyor muyuz? Yarın ‘Doğru adımlarla yola devam’ diyor muyuz? Yarın ‘Türkiye Yüzyılı için hemen şimdi’ diyor muyuz? Bunun için son ana kadar kapı kapı dolaşıyor muyuz? Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin” diye konuştu.

“SİYASETTEKİ İLK SEÇİMİ BEYOĞLU’NDA YAŞADIM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son olarak partisinin Beyoğlu Kasımpaşa Kızılay Meydanı’nda düzenlendiği mitingde katıldı. Mitingdeki konuşmasına doğduğu, büyüdüğü Kasımpaşa’yı çok ama sevdiğini dile getirerek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beyoğlu patlayacak mı? Sandıkları tulum çıkartacak mı? Gümbür gümbür sandığa gidiyor muyuz? Allah sizlerden razı olsun” dedi.

İki gündür İstanbul’un ilçelerinde, hemşerileriyle her biri ayrı ayrı birer destan olan buluşmalar yaptıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Burada doğdum, burada büyüdüm. Gençler, buranın adı ne; Hâlâ bilmiyorlar. Burası biliyorsunuz meşhur Kızılay Meydanı’dır. Şimdi işte buradan öyle bir haykıracağız ki biraz sonra inşallah bu akşam burada finali yapıyoruz. Son toplantı bu. Bundan sonra daha toplantım yok. Bundan sonrası özel” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İstanbul’daki maratonlarının cuma namazında Barbaros Hayrettin Paşa Camisi’nin açılışıyla başladığını aktararak, “Muhteşem bir cami. Tabii Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa ne demek? Oradan, ‘Levent’ adını, oranın almasının sebebi; askerleri leventti. O leventlerle ne yaptı; Oradan Deniz Müzesi’nin olduğu yere doğru inişini yaptı. Preveze Zaferi’nin, evet lideri Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa. Onun adını verdik. Cami de tabii muhteşem oldu. O çevrede öyle bir cami maalesef yoktu. Onu yapmak da bize nasip oldu” değerlendirmesini yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, caminin maliyetinin şu an itibariyle 750 milyon lira olduğunu belirtti.

“TARİHÎ BİR SEÇİMİ ÖNCESİ BEYOĞLU’NUN HUZURUNDAYIZ”

Bugünkü programlarını buradan gideceği Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde eda edeceği akşam namazıyla bitireceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Böylece İstanbul’un ruhuna, bu şehri bize emanet eden Fatih’in mirasına uygun bir şekilde kampanyamızı sona erdireceğiz. Son mitingimiz için Beyoğlu’nu seçmemiz tabii öyle rastgele bir tercih değil. Biliyorsunuz, biz ezelden Kasımpaşalıyız, çocukluğum buralarda geçti, gençliğimiz buralarda geçti. Okmeydanı’nda 13, 14 yaşında futbol oynadığımız dönemler, siyasetteki ilk seçimi Beyoğlu’nda yaşadım. İstanbul’a Büyükşehir Belediye Başkanı olduğumda yine Beyoğlu’yla birlikte yol yürüdüm. Okuduğumuz şiir sebebiyle siyasi yasaklı hâle gelip cezaevine girmemiz de aslına bakılırsa tam da Beyoğlu’na yakışır bir duruştu.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün ülkenin tarihî bir seçimi öncesi Beyoğlu’nun huzurunda olduklarını söyledi.

Nazım Hikmet’in, Beyoğlu’nu anlatan bir şiirinde geçen “Burada bütün gözleri bir siyah el bağlıyor / Yalnız senin göğsünde büyük ruhun ağlıyor / Kendi elemim gibi anlıyorum ben bunu / Anlıyorum bu yerde azap çeken ruhunu” dizelerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yıllarca Beyoğlu’na da İstanbul’a da ülkeye de azap çektirdiler. Hem geri bırakarak, yoksul bırakarak, yoksun bırakarak azap çektirdiler hem de tertemiz ruhuna kirli ellerini dokunarak azap çektirdiler” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendilerinin İstanbul’u böyle azap içindeyken devraldıklarını, çalıştıklarını, çabaladıklarını, mücadele ettiklerini anlatarak, şehri, Fatih’in emanetine uygun eserlerle hizmetlerle donattıklarını belirtti.

Sonra ülkenin başbakanı olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, aynı aşkla aynı sevdayla 81 vilayetin tamamını demokrasi ve kalkınma atılımlarıyla tanıştırdıklarını aktardı. Cumhurbaşkanı olduğunda, ülkeyi bölgesinde ve dünyada model bir demokrasi, model bir gelişmişlik seviyesine çıkartmak için gece gündüz çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “İsterseniz şimdi ülkemizi nereden nereye getirdiğimize şöyle bir göz atalım” diyerek, alandaki vatandaşlarla Türkiye’deki yatırım ve projelerin anlatıldığı videoyu izledi.

“YARINI HALLEDELİM, YARINDAN SONRA DA 2024’TE BÜYÜKŞEHİR’İ BUNLARDAN ALMAMIZ LAZIM”

,Cumhurbaşkanı Erdoğan, videoyu izledikten sonra “Türkiye’ye çağ atlatmak bu değil de nedir?” ifadesini kullandı.

Attıkları her adımda, girdikleri her mücadelede İstanbul’un yanlarında olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Son mahalli seçimlerde ‘Her şey güzel olacak.’ diyerek, bu şehrin büyükşehir belediyesini devralanlar, İstanbul’u artık tamamen unuttuğu o eski kötü günlerine yeniden döndürdüler. Kardeşlerim, Haliç’in hâlini biliyorsunuz, değil mi? Haliç neydi? Kokudan geçiliyor muydu? Sütlüce’yi biliyorsunuz, değil mi? Sütlüce mezbahasının olduğu yer neydi?” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisi belediye başkanlığını aldıktan sonra Haliç’in pisliğini, 9,5 kilometre uzaklıktaki Alibeyköy Taş Ocağı’na borularla naklettiklerini, daha sonra oranın geri dönüşümle suyunu tekrar Haliç’e indirdiklerini anlattı.

“Şimdi, bunu bilmeniz lazım ve bunu da CHP’lilere anlatmanız lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Haliç’te balık yoktu, balık oldu. Haliç’te Boğaz’ın suyunu bağladık ve Haliç’in suyunu o pis kokusundan geçilmez hâlden kurtardık ve şu andaki Haliç hâline getirdik. Fakat Beyefendi geldi, Haliç tekrar, maalesef… Şimdi, yarını halledelim, yarından sonra da önümüzdeki yıl 2024’te Büyükşehir’i bunlardan yeniden almamız lazım” ifadelerini kullandı.

“BİZ SİZİNLE PAZARA KADAR DEĞİL, MEZARA KADAR BERABERİZ”

Yarınki seçimin aynı zamanda Anneler Günü’ne rast gelmesinin sıradan bir olay olmadığına dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunun da hakkını vermeye var mıyız? Sandıkları patlatıyor muyuz? Unutmayın, biz sizinle pazara kadar değil, mezara kadar beraberiz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Esersiz, hizmetsiz, sevgisiz, ruhsuz bir şehir hâline getirmek istedikleri İstanbul’a ilçe belediyelerimiz ve bakanlıklarımız vasıtasıyla yine biz sahip çıktık. Şimdi de aynı felaketi cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimleriyle ülkenin tamamına yaşatmak istiyorlar. Bunun için gözlerini öyle karartmış durumdalar ki ülkenin ve milletin her değerini, kurdukları kumar masasına sürmekten çekinmiyorlar. Ne diyorlar? ‘Biz kumar masasında olmayacağız.’ Meral Hanım, niye oldun? Tekrar niye döndün? ‘Biz noter masasında olmayacağız.’ E niye oldun? Niye tekrar döndün? Bunlara inanılmaz. Bunlara güvenilmez. Allah muhafaza, ‘Seçimi biz kazanalım da isterse ülke batsın, bitsin.’ havasıyla yarına odaklanmış durumdalar. Kendilerini öyle bir şartlandırmışlar ki her gün akıl dışı, ahlak dışı, vicdan dışı bir yöntemle karşımıza çıkıyorlar. Masanın ortaklarından biri oradan kalktığında üç gün boyunca kendisine neler dediklerini, neler çektirdiklerini hatırlayın. Sonra bu ortağı yeniden masaya oturttuklarında nasıl nobranca, saygısızca, pişkince davrandıklarını hatırlayın.”

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığından çekilmesine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bir önceki seçimlerde karşımıza çıkardıkları, bu seçimde de kendi kurduğu partinin adayı olarak yarışa katılan kişiye yaptıklarına bakın. Neler söylediler, hangi hakaretleri ettiler, kimleri devreye soktular? Bunlar işe yaramayınca FETÖ’nün en iğrenç yöntemi olan montaj, kaset kumpasıyla alçaklıkta tavan yaptılar. Üstelik aylardır sürekli ‘kaset’, ‘montaj’, ‘yapay zeka’ diyerek ortalığı velveleye verenler de kendileriydi. Artık kabahatlerinin üzerini örtmek için mi böyle yapıyorlar bilmiyoruz. Ama sonunda dönüp dolaşıp kasetçiliğe soyunan kendileri oldu” diye konuştu.

Siyasetin bu tarz yöntemlerle çirkinleştirilmesine, siyasete çamur bulaştırılmasına hep karşı olduklarını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün de buna karşı durduklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin bu “kasetçilere” hak ettiği dersi sandıkta vereceğine inandığını dile getirdi.

Türkiye’de her seçimin ayrı bir yol ayrımı olarak gerçekleştiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Millet İttifakı’nın ülkeyi terör örgütlerinin ve tefecilerin eline teslim etme niyetinde olduğunu anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçilmesi hâlinde ülkeye 300 milyar dolar getireceğini söylediğini aktararak, “Londra tefecilerinden 300 milyar dolar getirecekmiş. İnanıyor musunuz? Yalan dolan.” dedi.

“TERÖR ÖRGÜTLERİYLE YOL YÜRÜNEREK ÜLKE YÖNETİLMEZ”

CHP’nin Kandil’den talimat aldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: “Bunlar talimatı nereden alıyorlar? Kandil’den alıyorlar. Kandil’de kimler var? Teröristler var. Şimdi bu teröristlere biz bu ülkeyi teslim edebilir miyiz? Biz ülkemizi böldürtür müyüz? Bay bay Kemal bölücü, bay bay Kemal bu teröristlerle iş birliği hâlinde. Kandil’deki teröristler neyse ne yazık ki bay bay Kemal de o. İşte şu anda bu yuvarlak masanın etrafındakiler ne yazık ki bunlarla iş birliği hâlinde. Şimdi biz Cumhur İttifakı olarak ülkemizi böldürtmeyiz ve yarınki seçimle inşallah gümbür gümbür sandıklardan çıkacak ve ülkemizi bozmak, bölmek isteyenlere de gereken dersi inşallah sizlerle beraber vereceğiz. Kasımpaşa’nın, Beyoğlu’nun yiğit evlatları buna müsaade etmeyecektir. Terör örgütleriyle yol yürünerek ülke yönetilmez. Tam tersine terör örgütlerinin başı ezilerek ülke yönetilir. Cudi’de biz bunların inlerine girdik mi, Gabar’da bunların inlerine girdik mi, Tendürek’te bunların inlerine girdik mi, Bestler Deresi’nde bunların inlerine girdik mi? Şimdi bu malum terör örgütünün parlamentodaki uzantıları ne diyor? ‘Gelir gelmez bu illeri, buraları tekrar aslına döndüreceğiz’ İşte bunlara fırsat vermeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mayıs’ta sandıklardan güçlü çıkacaklarına inandığını söyledi.

Terör örgütünün güdümündeki partiye, belediyeleri, bakanlıkları, kurumları peşkeş çekerek millete hizmet edilemeyeceğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Ne diyor bay bay Kemal? ‘Eğer Selo’yu kurtarmak istiyorsanız oyu bana verin’ diyor. Ve şimdi ben de diyorum ki bu Selo kim? Diyarbakır’da benim 51 Kürt kardeşimin ölümüne neden olan Selo değil mi? Cezaevine niye girdi? İşte bu 51 Kürt kardeşimizin ölümüne neden olduğu için. Şimdi bunlar bol bol gidip onu ziyaret ediyorlar. Bay bay Kemal de ‘onu ben dışarı çıkaracağım’ diyor. Eğer Erdoğan iş başında kaldığı sürece adaletten, haktan, hukuktan başka hiçbir şey tecelli etmez. Teröristlere de bu yol açılmaz.”

Teröristlerin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’ı İmralı’dan çıkaracaklarına dair sözlerini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, buna karşı milletin 14 Mayıs’ta sandığa sağlam sarılması gerektiğini sözlerine ekledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kale içeriden fethedilir, unutmayın” diyerek kadınlara mesaj verdi.

Gençlere seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Unutmayın, şurada kaldı birkaç saat. Çok çalışacağız, durmayacağız ona göre. Bundan sonra da inşallah bu işin zaferini beraber kutlayacağız.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefete işaret ederek, şöyle devam etti: “Bunları âdeme mahkum edeceğiz. Bölücü örgütün Kandil’deki yöneticilerinden destek alınarak sandığa değil ancak 2015’teki gibi istikrarsızlığa, kaosa, belirsizliğe gidilir. FETÖ’cülerin koltuğunun altına girilerek onların malzemelerine sarılarak ülkeye hizmet edilmez. Bu şekilde ancak onların ülkeye ve millete yaptıkları ihanete ortak olunur. Batı’daki tetikçi medya kuruluşları kime saldırıyorlar? Almanya, İngiltere, Fransa’daki dergiler, Erdoğan’a saldırıyorlar. Niye? Çünkü Erdoğan, ülkemi onlara satmadı, sattırmadı. Tefecilere, örtülü operasyon aygıtlarına yaslanılarak Türkiye’nin çıkarları korunmaz. Böyle yapılarak sadece ülkenin istiklali ve istikbali tehlikeye atılır. Bay bay Kemal işte bunların hepsini de yaptı. Daha vahimi kendi deyimleriyle kumar masasının etrafına topladıkları ortakları da göz göre göre bu tabloya sessiz kalıyor.”

Millet İttifakı’nın içerisindeki görev dağılımıyla ilgili konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ona bir cumhurbaşkanı yardımcılığı, ona bir cumhurbaşkanı yardımcılığı. Nerede, ne varsa dağıtıyor, 5-10 milletvekilliği… Böyle bir devlet yönetimi olur mu ya? Ama bunlar kazanmak için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Bunların hepsini aşacağız. Evlatlarımızın geleceğini böyle bir kumar masasına meze edilecek kadar değersiz görenlere bu millet sözünü sandıkta söyleyecektir. Hazır mıyız buna?” diye konuştu.

“YARIN GECE TÜRKİYE YÜZYILI’NIN MÜJDESİNİ DÜNYAYA DUYURACAĞIMIZA İNANIYORUM”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, alandaki katılımcılara şöyle seslendi: “Şimdi buradan, Beyoğlu’nun göbeği Kasımpaşa’dan soruyorum. Şöyle hazır olalım. İstanbul, bu bölücü yoldaşlarına, Kandil muhiplerine sandıkta dersini veriyor musun? İstanbul, bu kasetçi FETÖ ortaklarına sandıkta dersini veriyor musun? İstanbul, bu ülkesini tefecilere soydurma sözüyle ortada dolaşanlara sandıkta dersini veriyor musun? İstanbul, bu LGBT kuyrukçularına ve onlara sesini çıkarmayanlara sandıkta dersini veriyor musun? İstanbul, bu şehri ileriye doğru götürmek şöyle dursun, geriletenlere sandıkta dersini veriyor musun? Bu CHP LGBT’ci, İYİ Parti LGBT’ci, HDP LGBT’ci, bu zillet ittifakının hepsi LGBT’ci. AK Parti’ye LGBT sızabilir mi? Hayır. MHP’ye sızabilir mi? Hayır. Cumhur İttifakı’na sızabilir mi? Hayır. Ve biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz, aile kutsaldır. Güçlü aile olursak güçlü millet olur. Eğer aile zayıf düşerse millet zayıf düşer. İşte biz bu LGBT’cilere ülkemizi kaptırmayacağız. Tamam? Ben size inanıyorum. Bir Kasımpaşalı olarak Beyoğlu’nun bir evladı olarak size inanıyorum, size güveniyorum.”

Beyoğlu’nun ve İstanbul’un kararını çoktan verdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Doğduğum, büyüdüğüm yerlere de böylesi yakışır. Fatih’in evlatlarına böylesi yakışır. Bu millet sırf kızgınlıktan dolayı gidip de ülkesini ateşe atmaz. Biz millî iradenin gücüne de milletimizin irfanına, sağduyusuna da hep inandık, güvendik, teslim olduk. Allah’ın izniyle yarın sandıklarda bunun tezahürünü bir kez daha göreceğiz. Öyle mi gençler? Göreceğiz. Türkiye, yarın bir demokrasi şöleni yaşayacak. Yarın gece Cumhurbaşkanıyla, Meclisi ile Türkiye Yüzyılı’nın müjdesini ülkemizle beraber tüm dünyaya duyuracağımıza yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Yarın gece seçim zaferinin sevincini yaşadıktan sonra işlerine devam edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkeye 21 yıldır getirdikleri eser ve hizmetler üzerinde “Türkiye Yüzyılı”nı yükseltmeye devam edeceklerini, bir yandan yarım kalan işleri tamamlayacaklarını, diğer yandan gelecek dönem için verdikleri sözleri yerine getireceklerini söyledi.

“BİR DAHA BU MİLLET SANA BEDEL ÖDETMEZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şimdi isterseniz önümüzdeki dönemde neler yapacaklarımıza da şöyle bir bakalım.” diyerek, AK Parti’nin Türkiye Yüzyılı’nda gerçekleştirmeyi hedeflediği projelerin yer aldığı videoyu alandaki vatandaşlarla izledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın videonun ardından katılımcılara yönelttiği “14 Mayıs, Türkiye Yüzyılı için milat olacak mı?” sorusuna, vatandaşlar “Evet” diye karşılık verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi burada bir şeyi paylaşmak istediğini belirterek, “Hatırlayın. Savaş Ay’ın programını izlediniz değil mi? Okmeydanı Hastanesi bir zamanlar neydi? Ah ah. O hastanede sağlam giren oradan maalesef ölü çıkıyordu. Kimdi o zaman SSK’nın Genel Müdürü. Bay bay Kemal. Savaş Ay, Allah rahmet etsin. Oradaki o pislikleri, o her taraf kan revan içinde, galoşlar yüksek fiyatlarla satılıyor. Bizler sabahtan numara almaya giderdik tedavi için. Öyle değil mi? Çile çekerdik çile” diye konuştu.

Şimdi orayı Prof. Dr. Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi yaptıklarını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Peki şimdiki hastanenin hâli ne? Nereden nereye. Bay bay Kemal biz senin gibi ölenlerin hastanede rehin alındığı SSK genel müdürleriyle çalışmıyoruz. Biz pırıl pırıl, hijyen koşulları en ileri derecede olan Profesör Doktor Cemil Taşçıoğlu hastanelerini yapıyoruz. Farkımız bu. Yaparsak biz yaparız” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sadece bunu yapmadıklarını, Kovid döneminde de Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ni yaptıklarını belirterek, şunları söyledi: “Ne yaptık? Murat Dilmener’i yaptık havalimanında. Ya bunları biz niye yaptık? ‘Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi. Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.’ diyerek yaptık. Niye? Benim insanım bunlara layık. Ya sen insan kıymeti bilmezsin. Sen insanlara değer vermezsin. Sen sadece insanların ölümüne, onları rehine olarak hastanelerde alırsın. Kılıçdaroğlu, sen busun, senin genel müdürlüğünü biliyoruz. Televizyon ekranlarında seni izledik, izliyoruz. Şimdi bir daha bu millet sana bedel ödetmez.”

“DEVLET ADAMI KALKIP DA BÖYLE BİR ÜLKEYE SALDIRMAZ”

Bunun için yarınki oyların çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, işlerinin eser ve hizmet olduğunu dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin artık altyapı ihtiyaçlarını büyük ölçüde tamamladıkları için ileriki dönemde milletin her kesiminin refahını arttırmaya öncelik vereceklerini aktardı.

“Artık eskisi gibi öyle önüne çıkan her engelle, yaşadığı her sıkıntıyla tökezleyen bir ülke değiliz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Görüyorsunuz işte. Sadece 2013’ten bu yana neler yaşadık neler? Sokakları karıştırdılar. Ülkemize diz çöktüremediler. Terör örgütlerini üzerimize saldılar. Milletimizi teslim alamadılar. Ekonomik tetikçilerini devreye soktular. Ekonomimizi yıkamadılar. Küresel salgın krizini yaşadık. Üretim ve istihdamı gözümüz gibi koruduk. Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileri bölgemizi kasıp kavururken biz kendi işimize baktık. Şimdi kalktı, Rusya’ya saldırıyor. Ya sen haddini bil ya. Devlet adamı kalkıp da böyle bir ülkeye saldırmaz. Sen Batı’yla da iyi geçineceksin. Rusya’yla da iyi geçineceksin. Amerika’yla da iyi geçineceksin. Şu anda Erdoğan, dünyada bunu yaptı, bunu yapıyor. Batı’nın gönlü olsun diye biz ülkemizi feda etmedik. Ateşin içine sürüklemedik. Bundan sonra da böyle bir yanlış yola girilmesine izin vermeyeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çatışmalara taraf olan değil, akan kanı durdurmak için çalışan ara bulucu ülke rolünü devam ettireceklerini vurgulayarak, “Tarihimizin en ağır, en yıkıcı, en maliyetli depremini yaşadık. Şehirlerimizi hızla ayağa kaldırıyoruz. 11 ilimizi ayağa kaldırıyoruz. Milletimizi enflasyonun altında ezdirmeme sözümüzü işçisinden, memuruna, emeklisine kadar her kesimin ücretlerini yükselterek tutuyoruz. Karadeniz’de, doğal gazı bulduk mu? Bir ay ücretsiz doğal gaz kullandık mı? Şimdi bir yıl boyunca da mutfakta yine aynı şekilde buna devam ediyor muyuz?” şeklinde konuştu.

“85 MİLYON TEK YÜREK İRADEMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gabar’da çıkardıkları petrolü, katma değerli ürünlere dönüştürdükleri madenleri milletin emrine verdiklerini ifade ederek, şunları kaydetti: “Savunma sanayimizi, artık İHA’larımız var mı? SİHA’larımız var mı? Akıncılarımız var mı? Kızılelma’mız var mı? Artık bunlarda da ihracat lokomotifi hâline geldi. İnşallah önümüzdeki dönem tüm bu adımları daha ileriye taşıyarak devam edeceğiz. Yeter ki yarın sandığa sahip çıkalım. Yeter ki yarın ülkemizin demokrasi ve kalkınma treninin rayında kalmasını sağlayalım. Yeter ki yarın tercihimizi Türkiye Yüzyılı’ndan yana yapalım. Emin olun ülkemizin bu dönemecini başarıyla tamamladıktan sonra gençlerimize büyük, güçlü, güvenli, huzurlu, müreffeh bir Türkiye teslim edeceğiz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o zaman gözlerinin arkada kalmayacağını vurgulayarak, “Bunun için 85 milyon tek yürek irademize sahip çıkacağız. Şimdi hazır mıyız? Artık noktayı koyuyoruz. Öyle bir haykıralım ki tüm İstanbul değil, tüm Türkiye duysun. Tamam? Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız. İri olacağız. Diri olacağız. Kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız” ifadelerini kullandı.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.