10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

10 ARALIK DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

 

DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ

İnsan Hakları Günü, temel hak ve özgürlükler alanındaki belgelerin anayasası olarak nitelendirilen İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin imzalandığı gün olan 10 Aralık 1948’den bu yana her 10 Aralık’ta kutlanan gündür.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi (Bildirisi), BM’ye üye ülkeleri bağlayan yasal bir araç olmasına rağmen fiili geçerliliği konusunda ciddi tartışmalar vardır.

 

DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ TARİHİ

  1. Dünya Savaşı’ndan sonra dünyadaki devletler bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusunda birleştiler.

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu tarafından Haziran 1948’de hazırlanan ve 10 Aralık 1948’de BM Genel Kurulu’nun Paris’te yapılan oturumunda kabul edilen 30 maddelik bir bildiridir.

Oturumda, 6 sosyalist ülke (SSCB, Ukrayna, Belarus, Yugoslavya, Polonya ve Çekoslovakya)’nin bu ilkelerin bazılarının “Burjuva sınıfından olan insanların sınıf çıkarını koruduğu ve işçi sınıfının egemen sınıflarla uzlaşmak zorunda bırakacağı” gerekçesiyle çekimser kaldı. Bildiri, bu çekimser ülkeler ile ret oyu kullanan Suudi Arabistan ve Güney Afrika Birliği dışında kalan ülkelerin (48 ülke) oylarıyla kabul edildi.

 

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kapsamı, 1966’da Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Kişisel ve Siyasal Haklar Sözleşmesi’nin kabulüyle genişlemiş, 1976’da yeterli sayıda ülkenin bu sözleşmeleri onaylamasıyla da uluslararası yasal geçerliliğe kavuşmuştur. Bildiri, BM’ye üye ülkeleri bağlayan yasal bir araç olmasına rağmen fiili geçerliliği konusunda ciddi tartışmalar vardır.

 

İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİ (BİLDİRİSİ)

* Önsözüyle birlikte 30 maddeden oluşmaktadır. 1-21. maddeler arasında klasik temel haklara, 22-27. maddelerde ise sosyal, ekonomik ve kültürel haklara yer verilmektedir.

* “insan haklarının anayasası” olarak tanımlanır.

* İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlar, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı cezalara tabi tutulamayacağını ilan eder.

* İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürür.

* İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi tarihte en çok tercüme edilmiş bir dökümandır. 300’ün üzerinde farklı dillerdeki versiyonları Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyon Üyeliğinde bulunmaktadır.

TEMEL İNSAN HAKLARI NELERDİR?

* Yaşama hakkı

* Özgürlük ve kişi güvenliği hakkı

* Adil olarak yargılanma hakkı

* Düşünce ve vicdan özgürlüğü hakkı

* İfade özgürlüğü hakkı

* Eğitim hakkı

* Özel yaşama ve aileye saygı hakkı

 

2021 YILI TÜRKİYE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ

* Türkiye 2021 Yılında Hukukun Üstünlüğü Endeksi’nde 140 ülke arasında 116’ncı sırada yer aldı.

* Siyasal haklar ve özgürlüklerde 41 OECD ülkesi arasında en son sıradayız.

* İfade özgürlüğü alanında 149 ülke arasında 129’ncu sıraya kadar geriledik.

* Yargıya güven %38’e geriledi.

* Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 149’ncu sıradayız.

* Kadın cinayetleri; 2021 yılında 280 kadın öldürüldü, 217 kadın ise şüpheli şekilde ölü bulundu.

HAK İHLALLERİNDE BİRİNCİYİZ: TÜRKİYE AİHM’DE SİCİLİ EN KÖTÜ ÜLKE

 Türkiye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde en kötü sicile sahip ülke. Türkiye’de devlet son 30 yılda yurttaşlarının en çok şu üç hakkını ihlal etti: “Adil yargılama hakkı“, “Özgürlük ve güvenlik hakkı ve “Mülkiyetin korunması hakkı“.

AİHM’de 2 bin 889 kez mahkum edilen Türkiye ile rekabet eden tek ülke Rusya olup, 1834 kararla Türkiye’den hemen sonra geliyor. Üçüncülükte ise 1791 ihlal kararıyla İtalya var.

TEK ÇÖZÜM: HUKUK DEVLETİ OLABİLMEKTİR

Ekonomi, güvenlik ve adalet arasında yakın ilişki bulunmaktadır, tıpkı hukukun üstünlüğü, insan hakları ve demokrasi arasında olduğu gibi.

Uygun yasaların yapılması ve bunların etkin olarak uygulanması, bu sayede hakkaniyete dayalı adaletin sağlanması toplumsal gelişim ve huzur için çok önemlidir.

Keykavus bin İskender Kabusname‘de (1082)

“Şunu bil ki, hükümdarlık askerle,

asker de altın ile kudret kazanır,

altın da bayındırlıkla ele geçer,

bayındırlık ise adalet ve insaf ile yayılabilir.

Onun için adalet ve insaftan gafil olma.” yazar.

Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig’te (1069-1070)

“Memleket tutmak için çok asker ve ordu lazımdır,

askeri beslemek için çok mal ve servete ihtiyaç vardır,

bu malı elde etmek için halkın zengin olması gerekir.

Halkın zengin olması için de doğru kanunlar yapılmalıdır.” yazmıştır.

İşte bunun için hukuk devleti ilkesi, hukukun üstünlüğü, hukuki güvenlik, adalet deniyor. Bunlardaki zaafiyet çorap söküğü gibi güvenlik ve ekonomiye yansıyor.

Türkiye’nin ekonomik krizden çıkması, terör ve dış sorunlar ile başa çıkabilmesi için gerçekten hukuk devleti olması gerekiyor.

Hukuk devleti demek hukuk veya fıkıhı olan devlet demek değil,

kuvvetler ayrılığı, normlar hiyerarşisi, insan haklarına saygı, çoğulcu demokrasi, hukukun üstünlüğü ve hukuki güvenlik gibi kavramları içeriyor.

Terör ve dış düşman savunma mekanizmalarına dayanıp idareyi maslahat yapmaya kalkarsak birkaç yıl sonra tukaka edilen eski Türkiye’yi mumla arayabiliriz.

Kurtuluş Savaşı, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, İkinci Dünya Savaşı gibi bugün ile kıyaslanmayacak dönemleri bir yana bırakalım, Türkiye 1990‘lı yıllarda terörle son yıllara nazaran çok daha fazla mücadele etti.

Dış politika her zaman sorunu oldu. ABD, Almanya, İngiltere, Fransa gibi ülkelerin politikaları uzun süredir aslında aynı, sadece kamuoyuna aktarılışı farklı.

Barış, kriz ve savaş üç farklı güvenlik durumudur.

Barışı korumak, krizi yönetmek, savaşı kazanmak maharettir.

Bugün Afganistan, Irak, Suriye gibi dünyanın birçok yerinde olduğu gibi kurumsallığını kaybeden devlet, ne barışı koruyabilir, ne krizi yönetebilir ne de savaşı kazanabilir.

Kurumsallığını kaybeden bir devlette de, 10 Aralık “Dünya İnsan Hakları Günübir yalana inanmaktan öteye gidemez!…….

 

Recep YILDIZ

Em.Top.Kur.Alb.

TESUD Tekirdağ Şubesi Eski Başkanı