İdari Personel Üniversitelerimizin Hafızasıdır

İdari Personel Üniversitelerimizin Hafızasıdır

Türk Eğitim-Sen Genel Merkezi’nin düzenlediği Yükseköğretim Kurumları İdari Personel Sorunları ve Beklentileri çalıştayı 12.11.2022 tarihinde sona erdi.

Çalıştayda, yerelde yapılması gerekenler, üniversite yönetimlerinden talep edilmesi gerekenler, YÖK’ten, kanun koyucudan, hükümetten talep edilmesi gerekenler masaya yatırıldı. 7 farklı komisyonun oluşturulduğu çalıştayda ortaya çıkan raporlar en kısa sürede hem kamuoyuna hem de karar alıcılara ulaştırılacaktır.
Komisyon raporlarının okunmasının ardından Genel Başkan Talip Geylan kapanış konuşmasını yaptı. Genel Başkan konuşmasında çalıştaya katılarak, verimli çalışmalar yürüten, emek veren herkese ayrı ayrı teşekkürlerini sundu. Geylan, “İki gün süresinde çok nitelikli çalışmalara vesile oldunuz. İki günlük komisyon çalışmaları süresince çalıştayımıza bilgisini, birikimini, tecrübesini yansıtan her bir yol arkadaşıma teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun.” dedi.
Üniversite atamalarında bir takım lobilerin, grupların lojistiğiyle desteği değil, seçim sisteminin hakim olduğu bir uygulama ihdas edilmelidir.
Üniversitelerde keyfi atamaların değil, liyakatin esas alınması gerektiğine vurgu yapan Genel Başkan, görevde yükselme sınavlarının periyodik olarak yapılması gerektiğine dikkat çekti. Geylan, “Üniversitelerin temel sorunu keyfiyetin hâkim olmasıdır. Bunun nedenlerinden biri de rektör atamalarının seçimle olmamasıdır. Bilindiği gibi şu an üniversitelerimizde rektör seçimi yapılmamaktadır. Hatırlanacağı gibi önceden Türk Eğitim-Sen olarak rektör seçim usulünü yeterli bulmuyor ve bu konuda eleştirilerimizi dile getiriyorduk. Eski usule göre yardımcı doçent ve üzeri akademisyenler oy kullanır, sandıktan çıkan ilk 6 aday YÖK’e gönderilir ve YÖK bu 6 adaydan 3 tanesini Cumhurbaşkanı’na sunardı. Ardından Cumhurbaşkanı atama yapardı. Türk Eğitim-Sen olarak bunu eleştirerek, bütün üniversite çalışanlarının iradesinin sandığa yansıdığı ve sandıktan birinci çıkan ismin rektör olarak atandığı bir seçim usulünün getirilmesi gerektiğini sık sık vurgulardık. Ama şimdi bunu da kaybettik. Şimdi adeta bir takım lobilerin, grupların lojistiğiyle atama süreci yürütülüyor. Maalesef atandıktan sonra da atanan bir kısım rektörler hangi lobinin desteği ve lojistiği gelmiş ise onların adeta emir eli oluyor. Sıkıntı sadece bununla da kalmıyor. Özellikle rektör dışarıdan gelmiş ise, genel sekreter, genel sekter yardımcısı, daire başkanı hatta şube müdürüne kadar yönetim dışarıdan transfer ediliyor. Bu durum mevcut üniversite çalışanlarına hakarettir. Bilindiği gibi üniversite idari personeli o kurumun hafızasıdır. Onlar kurum kültürünün taşıyıcıdır. Üniversite çalışanları bilgisi, birikimi ve başarısıyla bulunduğu kurumda ‘hak ettiğimi alamıyorum’ düşüncesine kapılırsa. Bu, o kuruma yapılmış aslında en büyük kötülüktür. Bu minvalde yapılması gereken, çalışanların görevde yükselme sınavlarına girerek hak ettiği liyakati alması olacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı akademik yıl açılışında liyakatin esas alınması gerektiğinin altını çizmişti. O halde Sayın Cumhurbaşkanı’ndan ve hükümetten bu sözün gereğini bekliyoruz. Rektör atamaları, bütün üniversite çalışanlarının hür ve müstakil iradeleriyle yapılan seçimler ile olmalıdır.
Hatırlanacağı gibi YÖK pandemi öncesinde merkezi görevde yükselme sınavı yapmıştı. O dönem 66 üniversite bu sınava dahil oldu. Türk Eğitim-Sen olarak bu uygulamayı doğru bulduğumuzu ifade ettik. Hatta bu konu hakkında birkaç ay önce YÖK’e yazı yazarak merkezi görevde yükselme sınavının periyodik olarak yapılmasını ve bütün üniversitelerin buna dahil edilmesi talebini ortaya koyduk. Bu konuda yeniden bir gündem oluşturacağız.” dedi.
Tayin nakil yönetmeliği çıkarılmalıdır.
İdari personelin nakil sorunun ivedilikle çözülmesi gerektiğini söyleyen Genel Başkan Talip Geylan, “İdari personelin, eş durumundan tayin hakkı dahi yok. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ı ziyaretimde kendisine sunduğum kapsamlı raporda tayin sorununa özellikle vurgu yapmıştım. Bütün üniversitelerde uygulama birliğini sağlayacak bir tayin nakil yönetmeliğinin çıkarılmasını talep ettik. ‘Bu olmuyor ise eş durumundan tayin ya da becayiş hakkı verin, muvafakat zorunluğunu kaldırın’ demiştik. Çünkü Anayasa’nın 41. Maddesi, “Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilatı kurar.” der. Türk Eğitim-Sen olarak bu konuyu da sık sık gündemde tutuyoruz.” dedi.
13/b-4 yetkisi ve üniversitelerin iş ve işlemleri için bir ihtiyaçtır, ancak cezalandırma aracı değildir.
Üniversite yönetimlerinin, kurumun işleyişi açısından ihtiyaç olan 13/b-4 yetkisini, adeta bir cezalandırma ve keyfiyet aracı olarak kullanmaması gerektiğinin altını çizen Genel Başkan, “13/b-4 yetkisi üniversitelerin iş ve işlemleri için bir ihtiyaçtır. Ama gelinen noktada 13/b-4 yönetimlerin çalışanlar üzerinde bir baskı, mobbing ya da kendi egolarını tatmin etme aracı haline gelmiştir. Bunu asla kabul etmiyoruz.” diye konuştu.
3600 ek gösterge düzenlemesinde eksiklikler giderilmelidir.
3600 ek gösterge düzenlemesinin nihayetinde hayata geçtiğini bildiren Genel Başkan Geylan, düzenlemede bazı eksikliklerin olduğunu bildirdi. Türkiye Kamu-Sen heyetinin TBMM’de başta iktidar partisi olmak üzere Grup Başkanvekillerini ziyaret ederek, çıkarılan kanunu eksikliklerin giderilmesi noktasında taleplerini ortaya koyduklarını ifade eden Geylan, bu konunun da takipçisi olacaklarını söyledi.

Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanlar Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmelidir.
Yardımcı Hizmetler Sınıfında çalışanların Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmesi konusunda Türkiye Kamu-Sen’in 2019 yılından bu yana gündem oluşturduğuna dikkat çeken Genel Başkan, “Yaptıkları işin niteliklerine ve öğrenim durumlarına göre bir defaya mahsus olmak şartı ile sınavsız şekilde yardımcı hizmetler sınıfında çalışanların Genel İdari Hizmetler Sınıfına geçirilmelidir” dedi. Konuyla ilgili daha önce dilekçe kampanyası da düzenlediklerini söyleyen Geylan, bu konunun sık sık gündemde yer almasını sağladıklarını ifade etti.
Vergi Diliminde Düzenleme Zorunluluktur.
Türkiye Kamu-Sen olarak bütün kamu çalışanlarının vergi diliminin sabitlenmesini ısrarla talep ettiklerini söyleyen Geylan, “Bakınız; Ocak ayında alınan maaşlar yılın ikinci yarısında kuş olup uçuyor. Çünkü kamu çalışanları bir üst vergi dilimine dahil olmuyor. Dar ve sabit gelirliler neredeyse en çok vergi veren kesim haline geldi. Bu noktada kamu çalışanlarının gelirlerinden yapılan kesintilerin düşürülerek, alım güçlerinin korunması için gelir vergisi oranının %15’e sabitlenmesi gerekmektedir” dedi.
Kamuda tüm güvencesiz çalışanlar 4/A’lı memur kadrosuna alınmalıdır.
Kamuda aynı işi yapan çalışanların farklı statülerde istihdam edilemeyeceğini ısrarla dile getirdiklerini söyleyen Genel Başkan, “Türkiye Kamu-Sen’in, aynı işi yapanların sadece kadrolu şekilde istihdam edilmesi noktasında sabit bir duruşu vardır. Talebimiz, tüm güvencesiz sözleşmeli personelin 4/A’lı memur kadrosuna geçirilmesidir.” ifadelerini kullandı.
Çalıştayın kapanış konuşmasının ardından Genel Başkan Talip Geylan ve Genel Merkez Yönetim Kurulu üyeleri, çalıştayda görev alan üniversite çalışanlarına katılım belgelerini takdim etti.